Ce belgesi açılımı “Conformité Européene” olan ve Türkçeye “Avrupa’ya Uygunluk” şeklinde çevrilen ifadenin amacı, sağlıklı ürünle sağlıklı olmayan ürünü ayırmak. Diğer bir ifadeyle, Avrupa Birliği Direktiflerini karşılamayan ürünler, Avrupa Birliği ve Türkiye pazarına giremez. Bundan sebep, ürünlerini AB pazarına sokmak isteyen bir girişimcinin veya üreticinin CE belgesi alması gerekir. Bu belgeye sahip olan her üretici ürünlerine CE sembol ve işaretini koyması yasal bir zorunluluktur.
Son kullanıcı veya tüketici CE işaretini bir kalite standardı olarak algılar ve ürün tercihlerinde bu işaretin var olup olmadığını önemser. CE belgesi alan bir üretici de, ürünlerinin insan ve çevreye zarar vermeyeceğine dair birtakım yükümlülükleri yerine getirme garantisi sunar. Ayrıca her üretici ve imalatçının CE belgesine sahip olmadan AB pazarına giremeyecek olması da adil bir rekabet koşulunun oluşmasına zemin hazırlar. Üreticinin AB’de üretim yapması, CE belgesi muafiyet hakkı doğurmaz.
AB pazarına açılmak isteyen her üreticinin sahip olması gereken belgenin farklı ülke ve bölgeler açısından da bir değer ifade ettiğini not edelim. Sadece AB pazarında değil, CE işaretine sahip bir ürün AB dışındaki pazarlarda da tercih edilen ve güvenilir ürün imajını çizen bir semboldür. Çünkü bu sembol veya işaret, ürün veya ürünlerin AB direktif ve mevzuatına uygun olduğunu gösterir. Bir nevi ürünün yurt dışına çıkış pasaportu veya vizesi denilebilir.
CE işareti bir garanti belgesi niteliği ortaya koymaz veya bir marka değildir. Sadece bir ürünün asgari kalite standardına sahip olduğunu gösteren ve bu anlamda son kullanıcıya güven verici unsurdur. Dolayısıyla ürünün üretim modeli veya üretim sırasında kullanılan hammadde tercihi CE kalite standardı altında kalması halinde emniyetsiz olarak kabul edilir ve piyasaya arzına engel olunur. CE belgesine sahip bir mamul gümrükten asla geri dönmez ve bu durum üreticinin sürprizlerle karşılaşmasının önündeki en büyük engeldir.
Ürünlerini hedef pazarda dolaşıma sokmak isteyen üretici CE işaretinin ürünlere işlenmesinden mesuldür ve ürünlerinin AB direktiflerine uygunluğunu garanti eder. Düşük risk grubundaki ürünler için beyanname yayınlama yoluna gidilir, ürünlerin asgari standart ve güvenlik talimatlarına uygun olduğu bildirilir. Burada dikkat edilecek nokta, düzenlenecek beyannamenin normlara uygun olmasıdır. Üretici CE işaretini kullanmak üzere bir beyanname yayınladıktan sonra yasal olarak sorumlu hale gelir.
Ürünlerinin çevre ve insan sağlığı gibi birtakım hususlar açısından güvenli olduğu garantisinin veren markanın ürünleri ile alakalı yapılan inceleme sonucu aksi bir durumun oluşması yasal sürecin başlamasına neden olur. AB pazarında ürünleri yasaklanır ve mevcut ürünlerinin toplatılmasına yönelik karar alınır. Birtakım cezalar ödemek durumunda kalabilir. Hemen hemen her ürün düşük risk grubunda değerlendirilir ve bu nedenle ürünlere işlenecek CE işareti için izlenecek prosedür kısa zaman zarfında tamamlanabilir. Ama yüksek risk grubundaki mamuller için izlenmesi gereken yol farklıdır ve biraz daha fazla zaman alabilir. Risk grubu yüksek ürünler için sadece beyanname yayınlamak yeterli değildir.
İlgili ürünlerin otorite kurumlar veya AB tarafından onaylanan kuruluşlar tarafından incelenmesi ve birtakım testlere tabi tutulması gerekir. Burada şunu da not edelim: son ürün ve mamul için kullanılacak sistem veya ünitelerin imalatını yapan işletmeler de AB direktifine uygun şekilde kendi parçaları için beyanname hazırlar. Bu beyanname entegrasyonu yapan firma yetkililerine iletilir. Son ürün için yan mamul imalatı yapan bu firmalar, kendi ürünlerine CE işaretini koyamazlar.
CE belgesi edinen ve CE işaretini kullanmaya başlayan bir kurum belirli zaman süreleri içerisinde işareti kullanabilir. Kullanım süresi direktiflere göre değişir ve işareti kullanma süresi dolan firma gereken denetimlerden geçtikten sonra işareti kullanmaya devam edebilir. Kullanım süreleriyle ilgili fikir edinmek açısından şunlar söylenilebilir: Genel olarak 5-10 yıl arası bir süre söz konusudur. Birçok direktifte Modül B belgesinin 10 yıllık, bazılarında da 5 yıllık kullanım süresi vardır. Bu modülün yanına C, D ve E gibi modüllerinde eklenmesi gerekebilir ve bu durumda her yıl denetim yaptırma zorunlulukları doğabilir. Bu değişkenler, ürün yapısına göre belirlenir.
CE belgesine sahip olmayı düşünen üreticinin bazı belgelere sahip olması gerekir. Öncelikle kurumun yasal olduğunu gösterir belgenin olması, imza sirküleri, başvuru yapacak kurum ile üretici kurumun birbirinden farklı tüzel kişilik olması halinde aralarında yapılan sözleşme metnine ihtiyaç duyulur. CE belgelendirme sürecinde izlenilecek yol da şöyledir: öncelikle kurum yetkilendirme ajansına başvurur. Ürünlerin yüksek risk sınıfında olması halinde deneylerin yapılması için AB tarafından belirlenen kurumlara başvuru yapılır.
Sistem dokümanları ve bunlarla ilgili kayıtların oluşturulması sağlanır ve hepsi teknik dosya adı altında birleştirilir. Son olarak Onaylanmış Kuruluş’a başvurulur ve gerekli tetkik ve inceleme ardından CE işaretleme yetkisine sahip olunabilir.
CE belgesi alım sürecinde birtakım masrafların oluşması söz konusudur. Ürün denetim ve deneyleri, dosya masrafları ve süreç içerisinde oluşan maliyetler değişkenlik gösterebilir. Bir de süreci takip eden ajansa ödenecek hizmet bedeli de CE belgesi alımıyla ilgili bütçenizi belirler. Sürecin hızlı ilerlemesi için profesyonel ve yetkin ajanslardan hizmet alımı yapılması başarılı sonuçlanmasına katkı sunar.